Mezoterapi; kelime olarak orta deri tedavisi anlamına gelmektedir. Mezoterapinin temeli, tedavi edilecek bölgeye 4-6 mm uzunluğunda çok ince iğneler kullanılarak çok küçük miktarlarda ilaçları lokal olarak enjekte etmeye dayanan tamamen tıbbi bir eylemdir.
Mezoterapi, uzun zamandan beri estetik tıpta en sık talep konusu olan lipodistrofi veya selülit konusunda en seçkin tedavi biçimini oluşturmaktadır. İlk kez 1952′de Dr. Michel Pistor tarafından uygulanmıştır. 1987′de Fransız Tıp Akademisi tarafından geleneksel tıbbın bir parçası olarak kabul edilmiştir.
Fransa’ da ortalama 15.000 doktor, günde 60.000 den fazla hastayı mezoterapi yöntemi ile tedavi etmektedir.
Mezoterapi ilaçları, endikasyona göre değişen çeşitli ilaç karışımları 5-10 dakika gibi bir süre içerisinde deri altına enjekte edilir.
Mezoterapi hangi durumlarda uygulanır?
Mezoterapi, estetik alanında aşağıdaki alanlarda kullanılır.
– Selülit
– Saç dökülmesi
– Ergenlik ve hamilelikte oluşan çatlaklar
– Yüz gençleştirme
– Yara izleri, (skatrisler)
Estetik harici alanlar olan romatoloji, dolaşım problemleri (varis, varis ülserleri), migren, spor hekimliği gibi alanlarda da mezoterapi sıkça kullanılmaktadır.
Mezoterapi seans aralıkları minimum 1 hafta olmalıdır. Bir seansta enjekte edilen ilaç dozu 10 cc’yi aşmamalıdır. Mezoterapide ortaya çıkan yan etkiler genellikle seans aralığı ya da dozaja dikkat edilmedi ise görülmektedir.
Mezoterapi uygulanmaması gereken durumlar
– Kalp yetmezliği
– Diyabet (şeker hastalığı)
– Böbrek rahatsızlıklarında
– Antikuagülan tedavi altındaki hastalarda
Mezoterapi, etkinliği bütün dünyada kanıtlanmış bir geleneksel tıp yöntemidir. Birçok ülkede uygulanıyor olması, her gün binlerce doktorun hastalarına uygulaması, yararlı bir yöntem olduğunun en güçlü kanıtıdır.
Hasta ile hekim arasında etkin bir diyalogun olması sonuçların biran önce ve en iyi şekilde elde edilmesi için gereklidir. Ancak mezoterapiden, her zaman çok kısa sürelerde sonuç alıp, mucize bir düzelme de beklenmemelidir.